Bars Uygulaması'nın; Nörobilim Adamı Dr. Jeffrey Fannin Tarafından Gerçekleştirilen Bilimsel Araştırmasının Sonucu

Bars Seansı'nın; Nörobilim Adamı Dr. Jeffrey Fannin
https://www.youtube.com/watch?v=DgGbFRjqQPk
 
Bir Nörobilim adamı olan Dr. Jeffrey L. Fannin’in, Bars uygulamasıı sonucunda beynin kapasitesi, çalışma şekli ve ortaya çıkan sonuç ile, kişinin evrensel ve fiziksel uyumlanmaya nasıl ulaştığının, bilimsel olarak açıklamasını içeren videosunu seyredebilirsiniz. Bir bilim adamı olarak, bu uyumun yakalanmasını, bilim dünyasında hep, beynin en iyi performans ile çalışabilmesi için olması gereken, ancak, henüz, herhangi bir metod ile bilimsel olarak kanıtlanmış 

bulgu içermeyen bir durumsallık olduğunu açıklarken, ilk defa Bars uygulaması ile bunun bilimsel olarak kanıtlanılabildiğini anlatıyor.
Access Consciousness’ın Kurucusu, Gary Douglas’ın yaptığı Bars uygulamasıının tanımı; Bars, başınızın üzerinde yer alan 32 noktadır. Temel olarak, bilgi bankanızdaki “dosyaları iptal” etmek üzere tasarlanmıştır, bu sayede, istediğiniz her biçimde değişim yaratabilirsiniz. Barlar, başın üzerinde elinizi yumuşakça dokundurduğunuz, belli noktalardır. Bunlar, herhangi bir yaşamınızda depoladığınız düşünceleri, hisleri, duyguları, dikkate almaları ve davranışları serbest bırakır. uygulama sonrasında;
En iyi senaryo: Bütün hayatınız değişir. En kötü senaryo: Harika bir masaj yapılmış gibi hissedersiniz.
 
16 yılı aşkın süredir bir Nöro bilimadamı olarak çalışan Dr. Jeffrey L. Faniin, 3 farklı ölçüm yöntemi ile, Bars uygulaması öncesi ve sonrası, beynin Duyusal bölgesini yöneten PZ (Parafacial) bölgesinin ve tüm beynin ölçümlerini yapıp, bunun sonrasındaki verileri paylaşmıştır.
Tespit edilen ilk bulgu; beyin dalgaları hızının, normal süreden 2 kat daha fazla süreye ulaştığı. Normal çalışma süresi içinde ki renginin farklı, bars sonrası ise farklı olduğu gözlemlenmiş ve tespit edilmiştir. Bu bulgu ise bize, barsın, beyin dalgalarının çalışma frekansını değiştirdiğini anlatmaktadır. Son olarak, teknik ölçümlemelerde, PZ alanında görülen yoğun dalgaların, bars sonrası kaybolduğu tespit edilmiştir.
 
Dr. Fannin’in, uygulamasının sonucu hakkında yaptığı, beynin işlevsel ve duyusal çalışımına ait bulgu ve yorumları ise şöyle sıralanıyor. Bars uygulaması sonunda, beyin dalgasının çalışma hızı 2 katına çıktığı için, diyebiliriz ki beyin çok aktif; odaklanma, konsantrasyon ve dikkatle ilgileniyor uygulamas sırasında.
 
Tüm beynin durumuna baktığımızda, Delta bölgesinde ki aktiviteleri izlediğimiz sürece, göreceğimiz aktivasyonlar ile ilgili söyleyeceğim şeylerden ilki; Tutarlılık/uyumluluk beynin bilgiyi işleme şeklidir. Bunun iki şekli vardır; düşük tutarlılık-yüksek tutarlılık. Evre ve tutarlılık/uyumluluk daha yüksek seviye bilince izin veren şeylerdir. Son bir kaç yıl içinde, binlerce ileri seviye meditatörün ölçümünde, onlarla konuştuk ve beyin haritalarına baktık; evreyle tutarlılık arasındaki bu ilişkinin çok önemli olduğunu belirleme imkanını bulduk. Aynı şeyi kalp matematiği içinde yaptık; kişilerin kalp cihazını 24 saat takmalarını sağladık ve meditasyon yaparlarken onların haritasını çıkardık. Yaklaşık 450 kişi ölçümledik ve bu ilişkiyi araştırdık. Kişilerin, bu derin deneyimi, yani meditasyonu yaşadıklarında, kundalini enerjisine sahip olma imkanına sahip olduklarını gördük ve bu durumu haritalandırdık. O nedenle, eksiksiz, kalp ve beyin tutarlılığı/uyumu olduğu zaman, kişiler bu sihirli deneyimi yaşamaya ve sıraya giren enerjileri elde etmeye başlıyorlar.
 
Bunlar, çakralardaki enerjinin uyumlanması ve bu enerjinin bütünleşmesi hakkında konuştuğumuz zamanlardır yani aslında, tüm çalışmalarda aradığımız şey budur.
Bars uygulamasında gördüğüm, sadece bütün bir fiziksel uyumlanma değil, evrenle uyumlanma. Bilimsel resmini anlatmak istersek; Beynin, Talamus diye adlandırılan, bütün bu duyu frekanslarını düzenleyen bir bölümü vardır; Talamus’un üstünde Talamik Kapı adlı bir şey vardır. Talamik Kapı’da ise, bir dizi ağ biçim hücre, olarak adlandırdığımız hücreler vardır. Bu ağ biçimi hücreler, diğer hücrelerin kendilerine bağlanmalarına izin verir; böylece, beynin dışında, beden ile ilgili bir hücre sütunu büyür ve ilerleyerek Taç Çakra adını verdiğimiz yere gelir. Taç Çakra, vücudun antenidir. Böylece beyin sahasından salınım, titreşim olarak adlandırdığımız şey geldiğinde, taç çakranız boyunca içeri girer; Talamik Kapı’ya doğru aşağı iner ve beyninize ulaşır, bütün bu frekanslar burada dağıtılır, sonra da tınlama haline gelir. Daha sonra da saha ile etkileşime geçer. Bu enerjiyi 68 saniyeliğine tuttuğunuzda, sonra da bıraktığınızda DÜŞÜNCE OLUŞUMUNU TAMAMLAMIŞ OLURSUNUZ.
 
Bu oluşum, barsın, beyninizde yarattığı, kalp-evre-tutarlılık sürecinin muhteşem düşünce oluşumu sürecidir. Ve eminiz ki, her biriniz bu enerjiyi kendi içinizde onunla çalışmaya başlayarak kullanma yeteneğine sahipsiniz. Çünkü, bu bilim dünyasının bulduğu bir sihir değildir.
Bilim, sadece neler olup bittiğini ve birey olarak nasıl olup ta, sizin başınıza geldiğini bilmenize yardımcı olur.  

Gelin bunu beraber deneyimleyelim... 

Ücretsiz bilgi almanız için sizi arayalım!